BLACK... AŞK ın rengi, yaşamın rengi, renklerin annesi...
Öğretmenlikte de hayatımın çoğu alanında da bana öğretmenliği sürdürecek bir hayat, bir film... İmkansızın varlığına isyan etmek ve insanlara bunu unutturmak... TAARE ZAMEEN PAR dan...sonra ilk beni yakan film, mürşidim eylediğim eylem...
Bazı filmler, film değildir : hayattır, umuttur, hüzündür, tebesüümdür, duygudur, saflıktır, gözyaşıdır, ama en önemlisi öğretmendir. Ben öğretmeni mi çok sevdim Öğretmenim, her şeyin aslı ve Sonu Öğretmenim, varlığına ve seninle gelen varlıklara ve onlarala var olan varlığıma müteşekkirim. . .
En İyi Filmler
27 Haziran 2013 Perşembe
Gülün Bittiği Yer - Janjan - Kampüste Çıplak Ayaklar - Sözün Bittiği Yer
1-İlk filmimiz 1998 yapımı, çok başarılı bir yönetmen olan İsmail Güneş filmidir. Bu film o dönemde büyük cesaret gösterilerek çekilmiştir. Başrolleri Tolga Tibet-Cüneyt Arkın-Yağmur Kaşifoğlu'nun paylaştığı 'GÜLÜN BİTTİĞİ YER''. Bu film vizyona girdiği İLK HAFTASINDA YASAKLANDI VE TOPLATILDI ! Çünkü o dönemin sağ-sol olaylarına karşı ayaklanmanın yaşandığı ve solcuların çok fazla zarar gördüğü hapishane koridorlarını anlatıyor, sansürsüz ve o döneme göre çok gerçekçi işkence sahneleri mevcuttur...
2-İkinci filmimiz, geleceğin en başarılı (ve elbet günümüzünde) oyuncularından olan Berk Hakman'ın başrolünü Selen Seyven'le paylaştığı bir filmdir. Janjan, abisi Almanya'ya gitmiş, gariban denilen insanlardandır. Tabiri caizse 'deli' diyede adlandırılır. Bir gün beraber yaşadığı Murtaza, 17 yaşında bir kız alır. Ve Janjan kıza, kız Janjan yani Sadık'a aşık olur. Ve bir çocukları olur. Murtaza'nın bu yaştan sonra çocuğunun olmayacağını bildikleri için, masum aşık çiftler suçlanır. Ve sonu süpriz :) Bu filmde Berk'e şapka çıkartıyoruz :) Bir insan bakışlarıyla,hareketleriyle,yürüyüşle bile bu kadar iyi oynayamaz :)
3-Üçüncü yerli filmimiz ise oyuncu Cansel Elçin'in bir filmi. ''Kampüste Çıplak Ayaklar'' Mahvolmuş bazı hayatlar ve bu hayatları düzene huzura sokan bir Hint: Şiva... Ama hem Şiva da hemde onun düzelttiği bu hayatlarda farklı ve görünmeyen bir yan vardır...
4- Şu sıralar kendisini 'Suskunlar' dizisinin İrfan'ı ya da Takoz'u olarak görüyoruz. Ama bence Türkiye nin en kapsamlı ve en iyi oyuncularından. Çeşit çeşit rollere giriyor ve her rolünün hakkını veriyor.
Yılar evvel sevdiği kadından olan çocuğunu tek başına büyüten ve çocuğu mutlu olsun diye türlü beyaz yalanlar söyleyen hatta geçimi sağlamak için travesti rolünü canlandıran bir baba. Henüz anneliğe hazır olmadığını düşünen ve bu yüzden önce oyuncu olup, sonra dünyayı gezen bir anne. Hasta ve sürekli hastalığı artan bir çocuk. Tamda ''acaba bundan sonra ne olacak'' dediğim bir yerde, filmin sonlanmasıyla şok oldum. Ve ıhım ıhım biraz ağlamış bulundum. Malum çocuk ve aile ilişkisi zaafımızdır :)
İYİ SEYİRLER :)
Yılar evvel sevdiği kadından olan çocuğunu tek başına büyüten ve çocuğu mutlu olsun diye türlü beyaz yalanlar söyleyen hatta geçimi sağlamak için travesti rolünü canlandıran bir baba. Henüz anneliğe hazır olmadığını düşünen ve bu yüzden önce oyuncu olup, sonra dünyayı gezen bir anne. Hasta ve sürekli hastalığı artan bir çocuk. Tamda ''acaba bundan sonra ne olacak'' dediğim bir yerde, filmin sonlanmasıyla şok oldum. Ve ıhım ıhım biraz ağlamış bulundum. Malum çocuk ve aile ilişkisi zaafımızdır :)
İYİ SEYİRLER :)
Gelecek Uzun Sürer
İkinci izlediğim film ise, ‘GELECEK UZUN SÜRER’ adlı bir yerli yapım. Başrolleri çok aşina olduğumuz kişiler (Gaye GÜRSEL- Durukan Ordu )paylaşmıyor; ama her saniyesini hissederek, O olarak, bizzat O’nu yaşayarak oynadıkları pek açık. Filmde bir tezi için Doğu’ya gittiğini söyleyen hanım ve sessiz sakin bir kızımız var. Bu kızımızın kendisini bırakmak zorunda olan bir sevgilisi var. Ve kızımız somutta tezi için, içte aşkı için bu topraklara düşüp kayıt yapmaktadır. Kimi zaman seslerin kimi zaman görüntülerin kaydı bulunmaktadır filmde. Ve bu kızımıza yardım edecek bir gencimiz vardır. (Esasen, filmde gayet etkileyen karakterlerden). Bu 3 şahıs üzerinden 1990-94 yılları arasında yaşanan vahşet anlatılmıştır. Gerek belgeler, gerek kayıtlarla olsun gayet güçlü bir temellendirme yapıldığı kesin. Filmin sonu kızın sevgilisini bulmasıyla bitiyor, tabi BULMAK değil, mühim olan, NASIL BULDUĞUNDUR mana katan… (bu arada film 5 büyük öül almış, bunların çoğu yurtdışından tabi birde adaylıklar var, onlar ayrı…)
Nar
Bugün iki ayrı, iki güzel film izledim.
İlki ‘’NAR’’ adlı bir film. Sonu gayet yoruma açık olan bir film. Filme biraz değineyim, bir doktor kızımız bir de oyunculuk adayı kızımız var. Bunlar sevgililer ve görünüşte birbirlerinin her şeyiler. Bir gün bir falcı kadın intikam için Seda adlı doktor kızımızı ziyarete gider. Ama ilk etapta Seda’ya rastlayamaz sevgilisi Deniz vardır. Ve biraz zaman geçtikten sonra anlatır derdini. Deniz çıldırır, sevgilisi olan Seda asla böyle bir şey yapmamıştır. Ama işler aslında, pekte tahmin ettiği ve Seda’da pekte tanıdığı gibi değildir.
Esasen filmde çok hoşuma giden sahneler oldu ama en çok filmin yoruma açık sonunu sevdim. Bide bilirsiniz ben biraz ‘kişiselleştirme’ olayını severim ve bunun üzerine yapılan felsefeler dikkatimi çeker. Tıpkı ‘Baba ve Piç’ romanın da, ki gibi. Hatırlarsanız, kapakta yarılmış ve her an tanelerini saçmaya hazır bir NAR figürü vardır; her an yavrularını vermeye hazır bir anne rahmi gibi... Evet, burada da bir NAR figürü vardı ama istediğim ve beklediğim kadarda ağır basan ve felsefesini yansıtan bir figür değildi. Ama olsun, bu da iyidir. (ödüllü filmlerden…)
İlki ‘’NAR’’ adlı bir film. Sonu gayet yoruma açık olan bir film. Filme biraz değineyim, bir doktor kızımız bir de oyunculuk adayı kızımız var. Bunlar sevgililer ve görünüşte birbirlerinin her şeyiler. Bir gün bir falcı kadın intikam için Seda adlı doktor kızımızı ziyarete gider. Ama ilk etapta Seda’ya rastlayamaz sevgilisi Deniz vardır. Ve biraz zaman geçtikten sonra anlatır derdini. Deniz çıldırır, sevgilisi olan Seda asla böyle bir şey yapmamıştır. Ama işler aslında, pekte tahmin ettiği ve Seda’da pekte tanıdığı gibi değildir.
Esasen filmde çok hoşuma giden sahneler oldu ama en çok filmin yoruma açık sonunu sevdim. Bide bilirsiniz ben biraz ‘kişiselleştirme’ olayını severim ve bunun üzerine yapılan felsefeler dikkatimi çeker. Tıpkı ‘Baba ve Piç’ romanın da, ki gibi. Hatırlarsanız, kapakta yarılmış ve her an tanelerini saçmaya hazır bir NAR figürü vardır; her an yavrularını vermeye hazır bir anne rahmi gibi... Evet, burada da bir NAR figürü vardı ama istediğim ve beklediğim kadarda ağır basan ve felsefesini yansıtan bir figür değildi. Ama olsun, bu da iyidir. (ödüllü filmlerden…)
Av Mevsimi
AV MEVSİMİ...
Dram-gerilim türünde Türkiye'ninde bir şeyler yapabildiğini, bir yanı benzer yahut basit kalsa da bir yanıyla da hayran bırakabilen çok başarılı, zevkle izlenebilecek bir film...
Ben çok beğendim, uzun süredir böyle bir yerli yapım izlememiştim, sanırım en son Çağatay Tosun'un filmi olan Vali' yi izlemiştim. Bu da çok iyi geldi. bayıldım. Tamam evet kadro çok güçlü, performans müthiş; ama bir dakika lütfen, yönetmenin hakkıda yenemez, helal Yavuz TURGUL :)
(şunu,şurada,şunlarla, şu ŞEKİLDE yapacağım diyerek başlamış olmalı, bir çok yönüyle bir çok hollywood filmine kaya çıkaran bir film :) izlenilmeli, önyargısızca!...)
Dram-gerilim türünde Türkiye'ninde bir şeyler yapabildiğini, bir yanı benzer yahut basit kalsa da bir yanıyla da hayran bırakabilen çok başarılı, zevkle izlenebilecek bir film...
Ben çok beğendim, uzun süredir böyle bir yerli yapım izlememiştim, sanırım en son Çağatay Tosun'un filmi olan Vali' yi izlemiştim. Bu da çok iyi geldi. bayıldım. Tamam evet kadro çok güçlü, performans müthiş; ama bir dakika lütfen, yönetmenin hakkıda yenemez, helal Yavuz TURGUL :)
(şunu,şurada,şunlarla, şu ŞEKİLDE yapacağım diyerek başlamış olmalı, bir çok yönüyle bir çok hollywood filmine kaya çıkaran bir film :) izlenilmeli, önyargısızca!...)
Berk Hakman
...Berk HAKMAN...
Ben Berk ile tabi ki Okul filmiyle tanıstım, orada çok alışılmış bir yüzü vardı hatta demiştim ki ''aaa yine bu çocuk mu? gözleri ne güzelmiş'' :D. Kırık Kanatlarda çok yakışıklı bulmuştum, zaten o diziden sonra röportajları arttı. Seher Vakti dizisinden sonra bir röportajında ''ben daha iki filmde oynamış adamım, ne diye benim hayranım oluyorsun, ben kimim ki'' cevabını görünce, ulan bu herif ne yav! dedim :) .Sonra Hatırla Sevgili'de beğendim, oynadığı rol ilgimi çekti. Ve Janjan ı görmüş ve şu an müptelası olduğum o filmi Es Es geçmiştim. Ardından Suskunlar başladı, ben ilk defa adam gibi 1 diziyi takip ediyorum, dizi bir noktalara değmiyor, zedeliyor, derken anaam Berk! Buradaki rolde ilgimi çekti, ben o zamanlar bir kaç tiyatroyla uğraşıyorum ve Berk'in performansa dikkat edip, takdir ediyorum, yer yer örnek alıyorum.(buralarda yine iyiyiz) Beyaz Show da Blues coverları esprisinde BErk'in yan bakışı ile gülüşünü unutamam, replay replay replay :) Sonra araştırıyorum, anam bu herifin kafasına kurban! tarzı :D Derken bir de Janjan-Saklı Yüzler gelinceeeeeeeeee ve Berk benim takdir ettiğim ve çok beğendiğim, aslında çoğu hayranından öte olduğunu bildiğim, ama 'fanıyım' deyip, ne Berk'e ne deKendime yakıştırmadığım o kelimeyi kullanmak istemediğimde. o benim FARKLIM'dır...
INCENDIES (İÇİMDEKİ YANGIN)
Şu sıralar siyasi haricinde bi paylaşım harci olacak kadar etkilendim...
İlk yarısını iki gün önce izleyip, diğer yarısını bu gece saat 02.41 sularında, müthiş bir yorgunluk ve uykusuzluğa rağmen izledim. Ve hüngür hüngür ağlayarak!... Uzun süredir bu denli etkilendiğim bi film olmamıştı(1 ay bile uzundur :) ) ...
Aylardır ''kesinlikle izlenmeli'' listemdeydi. Tüm listeyi, tatilin gelişinin huzuru ile 3 film kalana kadar bitirdim. Bu filmi niye sonlara bıraktım da bi izleyesim gelmedi bilmiyorum, ama eminim tam da zamanında olmuştur...
Film müthiş müthiş, muazzam muazzam, mükemmel mükemmel. Favorilerimdendir.
Hiç bilinmeyen bir gizemin kısayol cevabı olduğunu öğreniyoruz(filmin sırrını söylemedim, rahat olun :) )
(aslında söyledim ama, anlamayacaksın rahat ol :) )...
Film kusurzuluğunun cümlesi
''BİR ARTI BİR, BİR EDER Mİ?'
İlk yarısını iki gün önce izleyip, diğer yarısını bu gece saat 02.41 sularında, müthiş bir yorgunluk ve uykusuzluğa rağmen izledim. Ve hüngür hüngür ağlayarak!... Uzun süredir bu denli etkilendiğim bi film olmamıştı(1 ay bile uzundur :) ) ...
Aylardır ''kesinlikle izlenmeli'' listemdeydi. Tüm listeyi, tatilin gelişinin huzuru ile 3 film kalana kadar bitirdim. Bu filmi niye sonlara bıraktım da bi izleyesim gelmedi bilmiyorum, ama eminim tam da zamanında olmuştur...
Film müthiş müthiş, muazzam muazzam, mükemmel mükemmel. Favorilerimdendir.
Hiç bilinmeyen bir gizemin kısayol cevabı olduğunu öğreniyoruz(filmin sırrını söylemedim, rahat olun :) )
(aslında söyledim ama, anlamayacaksın rahat ol :) )...
Film kusurzuluğunun cümlesi
''BİR ARTI BİR, BİR EDER Mİ?'
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)