27 Haziran 2013 Perşembe

Nar

Bugün iki ayrı, iki güzel film izledim.
İlki ‘’NAR’’ adlı bir film.  Sonu gayet yoruma açık olan bir film. Filme biraz değineyim,  bir doktor kızımız bir de oyunculuk adayı kızımız var.  Bunlar sevgililer ve görünüşte birbirlerinin her şeyiler.  Bir gün bir falcı kadın intikam için Seda adlı doktor kızımızı ziyarete gider.  Ama ilk etapta Seda’ya rastlayamaz sevgilisi Deniz vardır. Ve biraz zaman geçtikten sonra anlatır derdini. Deniz çıldırır, sevgilisi olan Seda asla böyle bir şey yapmamıştır. Ama işler aslında, pekte tahmin ettiği ve Seda’da pekte tanıdığı gibi değildir.
Esasen filmde çok hoşuma giden sahneler oldu ama en çok filmin yoruma açık sonunu sevdim. Bide bilirsiniz ben biraz  ‘kişiselleştirme’ olayını severim ve bunun üzerine yapılan felsefeler dikkatimi çeker. Tıpkı ‘Baba ve Piç’ romanın da, ki gibi. Hatırlarsanız, kapakta yarılmış ve her an tanelerini saçmaya hazır bir NAR figürü vardır; her an yavrularını vermeye hazır bir anne rahmi gibi... Evet, burada da bir NAR figürü vardı ama istediğim ve beklediğim kadarda ağır basan ve felsefesini yansıtan bir figür değildi. Ama olsun, bu da iyidir. (ödüllü filmlerden…)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder